Şimdi nihaî toplantı için tarih belirlenecek ve Türkiye yeni bir döneme girmiş olacak. Parti kapansa da kapanmasa da demokrasimizde yeni bir sayfa açılacağı aşikâr. Herkes nefesini tutmuş, verilecek kararı bekliyor. Kimine göre parti kapanacak; çünkü üyeler meseleye çok katı ve önyargılı bakıyor. Kimine göre baştaki "katı tavır" devam etmiyor; kapatılmama meyli yükseldi. Aslında kapatılma kararının ne olacağından daha önemlisi, karar sonrası Türkiye'nin gireceği süreci öngörebilmektir. Dilerseniz iki ihtimale de kısaca değinelim.
KAPATILIRSA: Açık söylemek gerekirse kapatma yönünde çıkacak bir karar Türkiye'yi çok ciddi bir sıkıntının içine atar. Demokrasimiz çok ağır bir yara alır ve kapatma kararı demokrasi tarihine maalesef "yargı darbesi" diye kaydedilir. Aylardır ifade edilen "jüristokrasi", "yargıçlar devleti" gibi üzücü yakıştırmalar halk tabanında yaygınlık kazanır ve hukuk sistemimiz bu ağır ithamdan yakasını en az çeyrek yüzyıl daha kurtaramaz. AYM'nin 367 kararı bile kuruma duyulan güveni temelden sarsmıştı. Şimdi her iki seçmenden birinin oy verdiği; üstelik AB reformları konusunda köklü reformlar yapan bir partinin kapatılması söz konusu.
Kapatma kararının kamu vicdanını yaralayacağı kesin. AK Partili olmayan insanlar bile (MHP'ye yakınlık duyan seçmenler başta olmak üzere) kapatmanın ağır bir ceza olduğunu; kapatma nedenlerinden olarak zikredilen Kutlu Doğum, başörtüsü, Ramazan çadırları, hacı adaylarına Kur'an-ı Kerim verme gibi eylemlerin kullanılmasının yanlış sonuçlar doğurduğunu düşünüyor.
AK Parti'nin kapatılması siyasi bir kaosun doğmasına neden olacaktır. Ağustosta yapılacak YAŞ'a kimin başbakan sıfatıyla katılacağından tutun, yeni kabinenin kurulmasına, erken seçimin yerel seçimlerle yapılıp yapılmamasına, siyaset yasağı getirilen AK Partililerin bağımsız aday olarak seçime girip girmeyeceğine, AK Parti yerine yeni bir isimle parti kurulup kurulmayacağına dair onlarca soru havada uçuşuyor. Kaldı ki siyaset arenasında AK Parti'nin alternatifi de gözükmüyor/görünmüyor. MHP'de bir kanat AK Parti'nin kapatılmasının MHP'nin oy oranını olumlu etkileyeceğini düşünüyor. Yanılıyorlar. MHP gibi geleneği olan bir parti, rakibinin siyaset dışı müdahaleler nedeniyle devre dışı bırakılmasını içine sindiremez, sindirmemeli de! Kaldı ki en temel gerekçe başörtüsü olunca ve o işte MHP önayaklık edince; hatta bu yüzden "MHP, AKP'ye tuzak kurdu" düşüncesi yaygınlaşınca AK Parti'nin kapanması MHP'ye (ve tabii ki diğer sağ partilere) yaramaz. Daha ötesi halk ilk seçimde Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının mağdur edilmesine çok şiddetli tepki verecektir... Tabii seyri içinde yıpranmak zorunda kalan (her iktidar gibi) bir partiye siyaset dışı müdahale edilmesini seçmen asla unutmayacaktır.
KAPATILMAZSA: Kapatma davası sürecinden herkes (AK Parti dâhil) dersler çıkaracaktır. Gereksiz yere sarf edilen enerjiyi kutuplaşmaktan yana kullanan güçler, sembolik kavgalar yerine daha uzlaşmacı yollar arayacaktır. Türkiye'de yüksek tansiyonlu siyaset, toplum dinamizmini hemen ve olumsuz bir şekilde etkiliyor. Kapatılmadığı halde aylarca kapatılma endişesiyle yaşayan bir parti bundan ders çıkardığı gibi; parti kapatma gibi demokrasi ayıbını içine sindiren hatta bunu tahrik edenler de millet vicdanının isyanını görerek kendilerine daha yumuşak bir yol seçecektir.
Parti kapatılmadığı takdirde Türkiye'nin demokratik imajı dünya kamuoyunda güçlenecek. Cebir, şiddet ve terörle irtibatı olmayan bir partinin kapatılmasına dünya da razı değil çünkü. Hukuk sistemimiz evrensel kriterlere uygun karar verdiğinde hem Türk yargı sistemi hem de Türk demokrasisi, yaşanan onur kırıcı süreci en hafif zararla atlatacaktır.
|